EDİRNE AĞLIYOR…
Ruhumun çiçek açtığı şehir!
Edirne’m, ne oldu sana?
Nerde o eski ihtişamın?
Ne yaptılar, nasıl kıydılar sana!
Romanın kahramanı Lebibe’nin haykırışlarına kulak verin! Burası Edirne! Zengin ve köklü geçmişi M.Ö. 7. yüzyıla uzanan ama parıltıları üstüne çökmüş hüzün bulutlarının altında kaybolmuş bir mücehver!
M.S. 2. yüzyılda Roma İmparatoru Hadrianus stratejik önemi nedeniyle hem şehir statüsünü hem de kendi adını Hadrianoupolis (Adrianopolis) vermiş.
Adrianopolis’den şimdiki adı Edirne doğmuş.
1361 yılında Murad Hüdâvendigâr tarafından fethedildiğinde kale içindeki iki üç kilise ile beş on mahalleden oluşan küçük şehir, kısa zamanda camiler, saraylar, köprüler, kervansaraylar, han, hamam, darüşşifa ve imaretlerle zenginleşerek büyüyüp gelişmiş ve canlı bir merkez haline gelmiş.
Sulh yoluyla teslim olan şehir halkı bunun karşılığı olarak İslam hukukuna göre surlar içinde (Kaleiçi mahallesi) oturma hakkını elde etmişler. Böylece alışılmışın aksine Müslümanlarla gayrimüslimler ayrı ayrı yerlerde değil, aynı mahallelerde de oturmuşlar.
Edirne geçmişin derinliklerinde kalmış yaşamında, Avrupa’da ünü ve adı olan kozmopolit bir şehirmiş.
Özgür ve modern yapısı, önce Doğu Avrupa’dan Aşkenaz (Alman) Yahudileri’nin, 1492 yılında da İspanya ve Portekiz’den Seferad Yahudileri’nin buraya göçmelerinin en önemli nedeni.
Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilen ‘Edirne Büyük Sinagogu’, 26 Mart 2015 Perşembe günü saat 14:00’te Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent ARINÇ’ın katıldığı törenle açıldı.
Açılış törenine, yurtdışından 100’e yakın misafir, yurtiçinden ise üst düzey bürokrat ile Türk Musevi Cemaati üyelerinden 500 kişilik bir grup katıldı.